Mondotrasho
Aralık 1991
Sayı 5
Düşünceyi düşünmek zorunda kalınca, düşüncenin sakıncalarınla karşılaşanlar, düşünceden kurtulmak için düşüncenin düşünü ve c’sini atıp ün’nünü çok çekici bularak kullanıyorlar. Ün’süz düş üreten medyalar bu düş’süz ve ce’siz ün’lere çok değer veriyorlar. düşüncenin sakıncalarından korkmayanlar ise özellikle düşüncenin düş’üne önem verip, ün’ün yararlarından yoksun kalıyor ve yolda ancak düşe kalka ilerliyor, düşüncenin düş olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşmesini beklerken düş kırıklılığına uğruyor. Düşünceciler ya da düşünce sevenle, güçten düştükçe düşüncesizle, ya da düşünce sevmeyenlerin önü iyice açılıyor, düşünceciler ile düşüncesizler arasındaki çekişme ülke çapında değerlendirildiğinde geri düşünceciler ve ileri düşünceciler arasındaki savaşa dönüşüyor. Bu durum dünya çapında değerlendirildiğinde geri düşüncesizler toplumları ve ileri düşünceciler toplumlarından söz ediliyor. Geri düşüncesizler toplumlarında savaşı kazanmış olan düşüncesizler düşüncecilerden tümüyle kurtulamadıkları için birtakım sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyorlar. Düşüncenin ve düşüncecilerin doğurdukları başka sorunlar şunlardır:
İç düşünce-dış düşünce sorunu. Bu iki tür düşüncenin varlığı düşüncesizler için ikilem yaratır. Hiç düşünce istemeyen bu kişiler, düşüncenin birisinden kurtulurken ikincisiyle karşılaşınca çok sıkılırlar. İç düşünce-dış düşünce’nin arada denge kurma kuralı vardır ki, bu olgunluk, deneyim, birikim gibi uzun ve yorucu işlerle uğraşmayı gerektirir. Düşüncesizler için bu zamanı boşa harcamak anlamına gelir. Düşüncesizler iç ve dış düşüncelerinin kullanılma hakkını, bunları kolaylıkla ütüleyerek düzleştiren ve dürüp kaldıran medyalara devrederek bu sorunun üstesinden gelirler. İç ve dış düşünceden böylece kurtulduktan sonra, sıra alt ve üst düşünceye gelir. Üst düşünce oldukça yükseklerde olan üst olgulardan oluşur. Bunlara erişmek için çeşitli merdivenler gereklidir, hatta çok daha yüksekte olanlar için, asansör kullanılır. Bu asansörleri kullanmak için gerekli düşünce yöntemlerini incelemek, araştırmak gerekir. Okumak, çalışmak ve hiç boş zamanı olmamak gibi koşullar düşüncesizlerin uyabilecekleri türden değildir. Alt düşünce seçeneğinin olması durumu kurtarır alt düşünce uzaktan düşünceymiş gibi görünen yakına gidince ne olduğu anlaşılan türdendir. Ne ki alt düşünceye giden yer düzayaktır, yürüyerek çabuk gidilir, hatta düşüncesizlerin ayağına kadar getirilen aygıtlarla sunulur. Alt düşünce aygıtları ileri düşünceciler toplumları tarafından düşüncesizlerin çoğalması ve kendilerinin daha rahat düşünce üreterek seçkin düşünceciler olanak kalmaları için keşfedilip üretilmiştir.
Düşüncesizler için düşüncenin en önemli sorunlarından birisi de düşüncecilerin düşüncelerini yazmasıdır. Yazı düşüncenin varlığını sürekli gündeme getirir. Buna dayanamayan düşüncesizler, bu yazılı düşünce mallarını almayarak ya da almak zorunda kaldıkları halde okumayarak, bu soruna bir çözüm getirmeye çalışırlar. Düşünce sevmeyenlerin düşsüz, düşünsüz, düşüncesiz dünyalarının çığırtkanlığını yapan medyalar bile bu okuma özürlülerin ilgisini çekebilmek için başka malların çekilişlerini yapar, kuponlar dağıtır. düşüncesizler için düşünce gerçekten bir sorundur, çünkü her an değişebilir ve gelişebilir. Eski ve yeni düşünce vardır. İki düşünceyi de bilmek gerekir. Eski düşünce kimi zaman yeni düşüncenin temelidir, işe yarar. Kimi zaman da yeni düşünce eski düşüncenin karşıtıdır, onu çürüterek yaratılmıştır. Eski düşünce bu durumda bile işe yaramıştır. Eski düşünceden kurtulmak olanaksızdır. İleri düşünceciler toplumları yeni düşünce üretme işini öylesine ele almışlardır, bu işi öylesine benimsemişlerdir ki, değil düşüncesizler, düşünceciler bile bir olanağını bulup yeni düşünce üretme alanına giremezler. Düşüncesizler için bu yeni düşünce üretmemek için iyi bir nedendir. Teneffüsü, tatili, ikramiyesi, primi olamayan böyle bir işe karşı genel bir isteksizlik ve yadsıma olması doğaldır hatta yeni düşünceye karşı önlemler bile alınabilir. Bu önlemlerin çok önemlileri vardır. Bunlara totalitarizm, faşizm, nazizm gibi adlar verilmiştir. Yeni düşünceye karşı çamur atma, ayak oyunu, iftira, saptırma, laf kalabalığına getirme, haksız suçlama gibi daha ılımlı yöntemlerle de saldırılır.
Geri düşüncesizler toplumlarında düşünceye ilişkin olarak sanat sorunu vardır. düşüncesizler kuşkusuz düşüncesiz sanattan yanadır. Düşüncesiz sanat hızlı üretilebilir, kullanışlı ve eğlendiricidir. Duvar kağıdı, mobilya aksesuarı olarak kullanıldığı gibi, fabrikaların göze boş görünen duvarlarını doldurmak için de elverişlidir. Oysa düşünceli sanat üretim koşulları zor olduğu kullanımında “nereye ve nasıl konulur” gibi bir sorun çıktığı gibi, yine düşünceyi gündemde tuttuğu için sevilmez hatta üretilmemesi için her türlü engel kurulur. Düşüncesizlerin yaşamını kolaylaştırmak için birbirleriyle yarış eden medyalar düşünceli sanatın yanlış olduğu kanısını yaygınlaştırmak için çalışmalar yaparlar ve özellikle düşüncesiz sanatın ne denli yüksek fiyatlara alıcı bulduğunu vurgularlar. Düşüncesiz sanatın yalnız ününü yeğlemiş olan düşüncesiz sanatçılar düşüncesiz sanat yaptıklarını kabul etmek istemezler ve sanatı duygu ve düşüncelerin ifadesi olarak sunarlar. Ne ki duygu ve düşüncenin karışımı sanat için iyi bir karışım değildir, ölçüsü yoktur, aldığı kadar duygu aldığı kadar düşünce konulduğu için, sonuç ancak piştikten sonra anlaşılır. İyi kabarmış, lezzetli bir duygu düşünce karışımı sanat pastaları, birbirleriyle rekabet halinde olan sanat pastaları galerilerinde satışa sunulur.
Müşterilerin damak zevki çok değişkendir. Bir sanat pastasının çeşidi bir süre beğenilerek yenir, bir sure sonra bundan bıkılır, başka bir sanat pastasına geçilir. Bu arada
enflasyon ve doların durumuna göre fiyat ayarlamaları yapılır. Sanat pastalarının fiyatlarının yükselebilmesi için düşüncesiz sanatçılar yurtdışına görgü ve bilgi edinme kursuna gider ve bunu sık sık yapar. Yurtdışında kalınan her dönem sanat pastasının fiyatını olumlu yönde etkiler. Ne yazık ki yabancı ülkelerdeki düşüncesiz1erin ve düşüncelerin bu düşüncesiz sanatçıların geliş gidişlerinden haberleri olmaz. Eğer olsalardı onların bu deneyimlerinden ve para kazanma yöntemlerinden yararlanırlardı. Düşüncecilerin ne yazık ki, düşsüz, düşünsüz, düşüncesiz sanat ve sanatçılar karşısında mücadele düşlemleri kurmaktan başka yapacak iş1eri yoktur. Kimi zaman düşünceciler düşündaş olarak bir araya gelir, düşüngü oluşturmaya çalışırlar. Düşüncecilerin bu alandaki başlıca sorunları çok ve çeşitli düşünceler arasında seçim yapamamak, tüm düşünceleri aynı anda ve eş değerde geçerli kılmak, kimsenin hakkını yememek ve düşündükten sonra eyleme ve uygulamaya geçememektir. Demokrasiye kafayı takmış olan düşünceciler bu bakımdan kabızlık çekerler. Düşüncesiz1erin uyanık davranarak kabul etmedikleri sorunlara düşünceciler, düşüncesizce kucak açmışlardır, bunun sonucuna da katlanmak zorundadırlar. Geri düşüncesizler ülkelerinde düşünceciler ile düşüncesiz1er, düş’süz ünlüler ile düş’lü ünsüzler, düşünce sevenler ile düşünce sevmeyenler tarafından bir türlü çözülemeyen sorunlar artık, gelmiş geçmiş tüm düşüncelerin ve bu düşüncelerin ürettiği bilgilerin, yedirilerek beslendiği bilgisayarlar tarafından çözülebilmektedir. Bilgisayarlar sorunları takmadıkları gibi, demokratik olma kaygıları da yoktur. Bilgisayarların gittikçe katlanarak büyüyen düşünce sistemi bütün düşünceli ve düşüncesiz sorunların üstesinden gelebilmektedir. Düşünceciler ve düşüncesizler artık bilgisayarların evcil hayvanı olarak kabul edilme sorunuyla başbaşa kalmıştır.