BM Çağdaş Sanat Merkezi
DİMİTRİ ALİTHİNOS
8 – 31 Mayıs 1991
Dimitri Alithinos’u 1989’da Bari’de Expo Arte yönetiminin düzenlediği çağdaş Akdeniz Sanatı sergisinin açılışında iki gün önce tanıdım. Başka Akdeniz Ülkelerinden gelen sergi yapımcıları sergilerini kurmakla uğraşırken, ben Türk sanatçılarının yapıtlarının sergi salonuna getirilmesini ümitsizce bekliyordum. Daha sonra çok yakın dostluk kurduğum Efi Strousa ve Alithinos, sakin ve sabırlı olmam için bana yardımcı oldular.
Alithinos sessiz bir kararlılık ve sertlikle çalışıyordu, ama bu derin ciddiyetini arada sırada alay ve hicivle çözüyordu. Açtığı sandıkların içinden bembeyaz insan gövdeleri çıkıyordu. Birkaç saat sonra hepsi duvar boyunca dizildiler. Bu, modern kurosların geçit töreniydi, sanki. Sergi ortamı arkaik bir tören yerine dönüşmüştü. Efi Strousa’nın tanımladığı gibi, bu alçı gövdeler, onun gövdesinden ve ruhundan doğmuştu. Gövdeleri başsızdı, kolları ve elleri dua eder gibi öne uzanmıştı. Ellerin devinimi, görünmeyen potansiyel anlamlar yüklüydü. Alithinos’un bu temsili heykelleri, izleyiciden onları temsili olmayan (kavramsal) yapıtlar olarak kabul etmelerini isteyen, sakıncalı türden işlerdi. İzleyicinin onlara en az onlar kadar saf ve çıplak olarak yaklaşması gerekiyordu. Bu karşılaşma sırasında izleyici fiziksel enerjinin tinsel enerjiye dönüşmesine de katılmalıydı. Gövdelerin başsız olması, bu tinselliği kamçılıyordu. Bu çelişkili soyut nitelik, belki de yalnız İslam anikonizminde yaşanabilir türdendi.
Daha sonra, Alithinos’un bu işiyle ve öteki işleri arasında ve özellikle de “saklamalar dizisi” ile bağlantılar kurabildim. Alithinos bazı yapıtlarını 1981’den bu yana saklıyor. Bu gövdelerin başlarının kapsadığı tinsel enerji belki de çok sonra aranıp bulunmak üzere bir yere saklanmıştı. Kesin olan bir şey vardı: Sanatçı biz eksik olan enerji konusunda bilinçlendiriyordu. Başka bir deyişle Alithinos, saklanmış olanın varlığı yoluyla hakiki olanı vurguluyordu.
Alithinos burada soğukkanlı ve iyi düşünülmüş bir stratejiyle, sanat sistemini sorguluyor. Sanat yapıtının saklanması, görsel sanatı görünmez ve pazarlanamaz kılıyor, ama yapıtın tinsel varlığı bir mit üretiyor.
Alithinos’un Galeri BM’deki işi bu düşünceden yola çıkıyor ve 1990’da Patras’da Galeri Epikentro’da gerçekleştirdiği büyük işin devamını oluşturuyor. Patras’da galerinin zemini açıldı ve 6m çapında üstü gümüş kaplama demir bir disk ana toprağa yerleştirildi. Sergi sonrasında yapıt mühürlendi, üstü yeniden kapatıldı. Bu kez disk İstanbul’da üretildi ve galeri duvarı önüne yerleştirildi. Bu durumuyla yapıt belagat ve nesnellik yansıtıyor, dilsiz ve çorak görünüyor, ama sonsuz bir mükemmeliyet simgeliyor. Minimalizmin eksiltici karakteri izleyicinin algı gücüne ve deneyimine göre yorumlanacak Sanatçı bu yapıtı, her tarafında yüzlerce yıllık kültür ögeleri görünen İstanbul’da bir yere saklamak istiyor. Biz İstanbul’da çoğu kez hala yer altında saklı olan kültür ögelerini düşünürüz, ama çelişkili olarak yer üstündekileri umursamayabiliriz. Görünmeyen kültür kalıntılarının tinsel enerjisi, mitleşmiş varlıklarıyla bilinç atımıza inatla yerleşmiştir.
Alithinos’un işlerinde organik malzemeler ve biçimler belirgindir. Eli duyarlı ve yetkindir. Döküm tekniğini temsili işlerin üretimi için uygun bulur. Akıcılığı, gösterişi ve gelenekselliği dolayısıy1a madenleri kullanır. Desen, onun için eski mitleri, sihirleri ve kültleri yorumlamak, onların üstüne yoğunlaşmak için bir araçtır.
Alithinos’un Doğu’nun uzak bölgelerinde tanık olduğu kültler hakkındaki görüşleri, Batı’nın sanat ortamının kavramlarından çok ayrıdır. O, bu iki dünya arasındaki kopuklukları bağlamak için yeni bir dil ve yeni bir ortam yaratmaya çalışmaktadır. Alithinos’un işlerinin 60’lı yılların önemli akımlarından Arte Povera’ya güçlü bağlantıları vardır, ama zaman içinde O, bunu kişisel bir üsluba dönüştürmüştür. Alithinos’un, uluslararası medya ve turizmin standartlaşmaya yönelttiği Akdeniz’de, her şeye karşın üstün gelmeyi başaran yüzey altındaki kültür tabakaları ile ilişki kurmasını sağlayan ısrarlı bir kaynaklara başvurma tutumu vardır. Alithinos birçok ülkenin ve değişik kültürlerin kaynaklarını kabul ederek ye onların etkisinde kalarak, dünyanın bu bölgesinde gelecekte yeniden doğacağına inandığımız metaforlara geçitler açmaktadır.
BM Sanat Galerisi